Tenis tarihsel geçmişi oldukça eskilere dayanan bir spor dalıdır. Bu anlamda ilk örneklerin ortaçağ Fransa’sında yaşandığı bilinmektedir. Zaman içerisinde bütün dünyada yaygınlık kazanmış bir spor dalı haline gelmiştir. Bu noktada İngilizler ve İtalyanların faaliyetleri yadsınamayacak kadar önemlidir. Tenisin ülkemizdeki varlığı noktasında ise durum biraz daha farklıdır. Son zamanlarda oldukça popülerlik kazanmasına rağmen tüm dünyaya nazaran ülkemizde daha geç yankı uyandırması söz konusu olmuştur. Türkiye’de tenis faaliyetleri ve kulüpleşmeler 1900’lü yılların başına dayanmaktadır. Bu tarih itibariyle belirli bir süre sonra daha da modernleşen spor dalı kulüp faaliyetleri daha da iyi bir seviyeye gelmiştir.
Türkiye’de tenis ile ilgili gelişmelere bakıldığında ilk olarak kim tarafından oynandığı bilgisi bulunmamaktadır. Ancak Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde İngiliz konsolosluk çalışanları tarafından ülkemize tanıtıldığı mevcut bilgiler arasındadır. Tarabya’da düzenlenen tenis etkinliği ile kısa sürede büyük yankı uyandırmıştır. İlk olarak İstanbul’da yıl boyunca tenis kupa etkinlikleri düzenleyen İngilizler bu sporun tanınması noktasında öncülük etmişlerdir. Ülkemizdeki kulüp faaliyetlerinde ise Fenerbahçe’nin ön plana çıktığı bilinmektedir. 1915 yılında ilk olarak Türkiye’de tenis bölümünü açan spor kulübü Fenerbahçe olmuştur. Bundan sonra 1923 yılında Türkiye İdman Cemiyeti tenisi ilk tanıyan topluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.
Türkiye’de tenis ile ilgili bilgilere bakıldığında uluslararası platformda ilk olarak Balkan Şampiyonası’nda Türk tenisçiler boy göstermiştir. Hatta bu şampiyonadan alınan birincilikle söz konusu alanda önemli bir gelişme yaşanmıştır. 1942 yılında TED Spor Kulübü’nün kurulması ile faaliyetleri daha da ilerlemiştir. Nihayet Türkiye Tenis Federasyonu’nun ülkedeki bütün tenis faaliyetlerini birleştirme amacı ile gündeme geldiği bilinmektedir. Bundan sonra özellikle insanların yaşantılarının merkezinde daha fazla etkileşim sağlamak adına söz konusu spor ile ilgili birtakım faaliyetlerde bulunmuştur. 1970 yılından itibaren birçok noktada tenis kortlarının inşasına başlanmıştır. Bu sayede insanların tenis sever olması amaçlanmıştır. Türkiye’de o günden bugüne geçen zamanda belli başlı adımlar atıldığı bilinmektedir. Nitekim tenise duyulan ilginin artmasıyla söz konusu alana aktarılan bütçenin de önemli ölçüde arttığı gözlemlenmektedir. Tüm bunların yanı sıra tenisin pahalı bir spor olduğu gerçeği de göz önünde bulundurulmalıdır.